Sarkilarda turkulerde hep ovulur, hep el ustunde tutulur ya kotu gun dostlari, bildin mi? Iste ben o kotu gun dostu sifatinin bir faydasini goremedim. Mumkunse kotu gun dostlugundan iyi gun dostluguna terfi etmek istiyorum, saygilarimla arz ederim. Mutsuz oldugunda bol bol derdini dinledigim insanlar baslarina iyi bir sey geldi mi onu da bir zahmet haber etsinler beraber sevinelim diyorum. Cok mu sey istiyorum?
Simdi soyle: Malum, uzaklardayim. Arkadaslarimin, tanidiklarimin cogunlugu bulundugum yerlerde olmuyor. Gocebe hayatin bir getirisi bu, yillardir alistim artik. Isin guzel tarafi tabii internetin varligi. Benim bati yarikureye gocusumle beraber internet iyice yayginlasti. Hatirliyorum ilk yillarda bilgisayar uzerinden konusabilmek icin ne taklalar atiyorduk, netmeeting denen gerzek otesi bir (microsoft?) programi vardi mesela. Bu web tabanli iletisimin hizi bas donduruyor, simdi sesli goruntulu iyi kalite iletisim sip diye, cok kolay; skype denen sey ne muhtesem bir seydir mesela. Bir de gunun cogu bilgisayar basinda gecince gayet ulasilabilir oldugumu dusunuyorum. Yani arkadaslar nerede olurlarsa olsunlar bana bir sekilde ulasabilirler, kullandigim IM programlarinda offline/invisible/away falan da takilmiyorum.
Durum boyleyken iletisim konusunda iki ilginc sey geliyor basima surekli. Birincisi burada bahsedilen iyi gun dostlugu konusundaki cari acigim, ikincisi de devamli sitem yiyor olusum. Bu ikincisine hic girmeyeyim, sinirlerim hopluyor zira, ilkinden bahsedeyim.
Dedigim gibi devamli bir onlineligim var, emaillerime de duzgunce cevap vermeye calisan bir insanim. Ama basima birden fazla kez gelmis, ve gina getirtmis durum soyle gerceklesiyor. Hipotetik olarak anlatayim: Benim bir arkadasim vardir, kendisinin bir sorunu vardir. Bu sorun cesitli olabilir. Ya yalnizdir, bekardir ve sevgilisi yoktur, yalnizliktan bunalmistir, ya platoniktir, icten ice birisini sevmektedir ama kendi kendine takilmaktadir, ya da bir iliskisi vardir ama sorunludur, her seyin rayina oturdugu mutlu bir iliski degildir, ve daha neler neler. Yani kisaca, kotu gun modundadir. Olan derdini anlatmak, icini dokmek ister. Bu gayet anlasilir bir istek, insan konusmak istiyor derdi olunca, birisi de “vah vah kardesim” desin istiyor, yeri geldiginde “aslansin kaplansin” ya da “sana daha iyisi mi yok” gibilerinden yureklendirici konusmalar yapsin istiyor. Buna itirazim yok. Empatik bir insan oldugumu dusunuyorum, o acidan iyi bir dert dinleyicisiyimdir diye dusuuyorum. Bayagi (birbiriyle) alakasiz kisiler dert doktuler bana zaman icinde, buna dayanarak dusunuyorum ki performansim cok kotu degildi herhalde bir dinleyici olarak.
Gerci, burada bir parantez acmak istiyorum. Online ortamlarda “dinliyorum” sinyalini verirsen anlatan o kadar cok ki. Bak ben soran olmadan, okuyan sayisi tahminen bir elin parmaklarini gecmezken anlatiyorum burada! Insanlarin hep bir derdi var, dinleyecek adam ariyorlar. Ama isin bana garip gelen tarafi, daha yuzunu gormedigi, kisa bir sure once online tanistigi birisine icini hicbir filtre uygulamadan dokuverebiliyor insanlar. Bu kadari benim basima gelmedi, cunku taniSmadigim kisilerden ince detaylar gelecegini sezince ben bir sekilde engelliyorum (galiba… bunu cok dusunmedim). Neyse, bu cok dusunup tartmadan ic dokmeler sonradan o yeni taninmis online tanidik tarafindan bir sekilde ifsa edilince cikan mini rezaletleri zaman zaman okuyorum orada burada, ufak capli online mahalle kavgalari oluyor. Bana eglence oluyor ama sirri/derdi ifsa edilen kisi olmayi kimse istemez herhalde. Ic dokecegim diye dedikodu tanrilarina kurban gitmek de var yani (: –kapa parantez.
Neyse konumuza, hipotetik ornegimize donelim. Arkadasin derdi vardi ve ben dinliyordum. Bu dert dinlemenin en kotu tarafi su: o dert neyse, gercekten dert olduysa karsindakine “ya birak yaaa!” diyemiyorsun. Yani diyorsun da, o dinlemiyor. Genelde o dert olan seye (yalnizlik, platonik ask, ilgisiz sevgili, yenmis kazik vs.) takmis oluyorlar, ayni hikayeyi on kere, yuz kere anlatiyorlar. Ayni seyi her gun her gun dinliyorsun. Bir yerden sonra bayiyor ama o kisi o olayi kendi kafasinda halletmedikce dinleyeceksin. Sen yapma etme desen de i ih. Bazen “yapma etme” diyorsun, eleman “haklisin, yapmicam” diyor, ertesi gun bir geliyor yine ayni sey. Neyse, sabriniz ve arkadasiniza verdiginiz deger olcusunde cekeceksiniz. Arkadaslik, dostluk, kara gun dostlugu boyle bir sey.
Sonra isler degisiveriyor. Eleman sevgili yapiyor, ya da sevgilisiyle arayi bir sekilde duzeltiyor, hayati guzellesiyor, kotu gunler geciyor, iyi gunler oluyor. Arkadas adina seviniyorsun tabii. Hatta su mulayim kulunuz gibi mantikli bir insansan, yeni sevgili yapmis bir arkadasin onu bir kenara birakip seninle online muhabbet etmesini beklemezsin. Hele de bir sevgilisi olunca butun hayati o kisinin etrafinda donenlerdense hic hayir bekleme. Bunu yadirgamiyorum, olur oyle. Lakin daha once saaaaatttlleeerrrcceeeeeee seninle muhabbet eden dert doken insan birden bir selam bile etmiyorsa bence ayip ediyor. Ama, ayip mayip, bunu da kinayacak degilim.
Asil kinadigim, “yaziklar olsun!” dedigim, beni ciddi derecede uzen, dert dinleyerek gecmis zamanima acimama sebebiyet veren sey su. Bakiyorsunuz, derdi varken sizinle muhabbetinden kopamayan kisi dert yokolunca baska arkadaslarin muhabbetine kosar olmus. Yani burada bahsettigim sevgili yapinca vaktini sevgiliye ayirdigi icin ihmal eden arkadas degil. Dertsiz, iyi gunlerini paylasmak icin baska arkadaslarin secilmesi. Bu durumda ben “dert anlatilasi kara gun dostu” o digerleri de “iyi gunlerde eglenilecek, beraber cosulacak gulunecek” dostlar, iyi gun dostlari oluyor. E, sonunda o mutlulugu buldugunda paylastigin niye ben degilim ki? (Burada sikayet ettigim seyin dogru anlasildigini, sozlerimde bir sitem olmadiginin da belli oldugunu umuyorum. Kimsenin gereksiz yere ustune alinip uzulmesini istemem. Kaldi ki, kimseye -hele de surayi okuyan bir avuc arkadasima- laf sokma gibi bir niyetim yok bunlari yazarken.)
Bu “sen kara gun dostusun, oyle kal”in en uzucu orneklerinden biri soyle gelisti. Bir arkadasim var, ki online ortamlarda tanisilmis biri de degil. Cogunlukla ayri sehirlerde/ulkelerde oldugumuzdan online, ayni sehirdeysek de yuzyuze gorustuk yillaarrrr boyu. Bazen sorunlu sevgilisinden, bazen yalnizligindan, bazen “onda bunda sundadir” arayislarindan bahsederdi, ben de dinler iyi hissettirecek bir seyler soylemeye calisirdim. Sonra bir sevgili yapti, ve o noktada iletisim koptu. Bir ara havadan sudan laflarken “aa biz bilmemkimle beraberiz artik, soylememis miydim?” dedi. Hayir soylememisti. E sevindim ettim. Sonra ortak bir arkadasimiz ona emailini bana da cc’lemis, dugunden falan bahsediyor. Hoh? Ne dugunu be? Kim evleniyor? Bu arkadasim nisanlanmis, evlilik hazirliklari yapiyormus meger!?! “Hayrola?” dedim saskinca, “Aaa, sana soylememis miydim? Unutmusum demek ki!”
Sevindim onun adina tabii, ama kendi adima uzulmedim degil. Koydu yani sozkonusu mutluluk paylasimi olunca unutulmak. Derdi olunca calinan kapi benimki ama nisanlanma, evlilik hazirliklari vs. mutlu durumlar sozkonusu olunca baskalari ile paylasiliyor, ben dolayli yollardan ve cok gec haberdar oluyorum. Iste bunu anlamiyorum. Bende bir gariplik var belki kimbilir. “Sen de tam enayiymissin!” diye dusunuyor olabilirsiniz. Ne bileyim, ben iste o cok ovulen, cok el ustunde tutulan kara gun dostu oldugumu dusunuyordum?
Selam, ben Cilgin Sapkaci ve ben bir kotu gun dostuyum. Artik iyi gun dostluguna terfi etmek istiyorum!