Bu konu buyuk ihtimalle okuyan cogu kisinin ilgisini cekmeyecek ama birkac gundur rahatsizim buraya. Web gunlugu olsa da gunluk, icimi dokecegim izninizle. Mesele nahos bir mesele, irkcilik. Bunun ozu ayni ama baglamina gore farkli sekiller aliyor. Ben Amerikan baglamindan dem vuracagim. Yani “irk” derken mevzubahis siyahlar, beyazlar, hispanikler vs.
Kimlikler uzerine pek cok sosyopolitik cekismelerin, gerilimlerin oldugu bir ulke Turkiye ama konu “irk/race” degil milliyetcilik, din vs. Irk ve irk uzerine yasanan gerilimler bana yabanciydi Amerika’ya gelene kadar dogrusu. Sunni Turk cogunluk Kurtleri otekilestirir, Alevileri otekilestirir, Rum/Ermeni vs. musluman olmayan azinliklari otekilestirir ama “irk” olarak herkes beyaz. (Kafatasci ideolojide Turk “irk”i diye bir sey var, irkdasim falan diyorlar, ama Altay ve Hint-Avrupa farki o, tam irksal bir farklilik sayilmaz. Kaldi ki Turkiye’deki Turkler o orijinal Ural-Altay tipinden bayagi uzaklar. Neyse, dagitmayalim.) Turkiye’de cok bir zenci gormuslugum yoktu. Tevfik Gelenbe’nin suratini boyayarak oynadigi bir Arap(!) Baci tiplemesi ve 90larda sonradan sonraya Istanbul’u mesken tutmus, Taksim’de falan isporta isi yapan Afrikali gocmenler haric. Bak bir de Melis Sokmen ve ailesi var, nedense onlari hic “zenci” olarak algilamamisim. Sonucta varliklarini cogunlukla TV ve sinema’dan bildigin, yasam deneyimlerin icinde yeri olmayan, iletisim kurmadigin bir grup insan var. Zenciler hakkindaki cogu fikrim Amerikan filmlerinden, dizilerinden aparmaydi herhalde, ama kisisel deneyimle olusmus bir onyargi falan yoktu.
(Bu arada bir ac parantez yapayim: Afrika’da dogmus buyumus ve Kanada vatandasi olan bir arkadasim vardi. Formlarda falan hep sorulan “irk” sorusundan mi ne bahsediyorduk. Beyaz isaretledigimi soyledim. Sasirdi. Ben de sasirdigina sasirdim. “Turkler beyaz mi sayiliyor?” dedi. Bu soyledigi “Aaa, siz Turkler fes takip deveye mi biniyorsunuz?” turu bir sey olarak algilanmasin, gayet de neyin ne oldugunu bilen akilli biridir kendisi. “Ne bileyim? Caucasian diyorlar, biz de Kafkaslarin oralardaniz, ayrica OrtaDogulu milletler beyaz sinifina giriyor?” dedim. Tipime bakinca herhangi bir beyazdan cok bir fark gorememesine ragmen sanki baska bir irksal sinifa ait olmam gerekiyormus da onu bulmaya calisirmis gibi bakti bakti. “E beyaz degilse ne olacak ki? Asian desen, evet Orta Asya falan filan ama Cinli veya Taylandlilardan cok farkliyiz. Mongoloid falan mi diyecegiz, yok oyle bir kategori?” dedim. CevaB veremedi ama beyaz kategorisine beni sokamadi da, oyle kaldi. Bu irksal meseleler gundemime girdiginden beri (yani Amerika’ya geldigimden beri) kendimi direk beyaz olarak konumlandirmistim, baskalarinin beni kendimi soktugum kategoriye sokmuyor oldugu ihtimali biraz garip hissettirdi ama yani ne yapayim. Tenim beyaz? Orhan Pamuk’un Beyaz Kale’sinden gelsin o halde: “WHAT AM I?”.)
Amerika’ya ilk geldigimde nufusu cogunlukla beyazlardan olusan bir kuzey eyaletine geldim. Ogrenciler arasinda beyazlar disinda Asyalilar vardi ama zenci ve hispanik neredeyse hic yoktu (oradaki cevremi ve ogrencileri dusunuyorum, herhalde %80den fazla beyazdi). Sonradan bulundugum yerlerde de siyah nufuz bayagi azdi ama hispanik nufus daha onceki yere gore daha fazlaydi. Son yasadigim/calistigim yer ise oooooh, corba gibi masallah! Simdiye kadar bulundugum yerler icinde cesitliligi/”diversity”si en fazla olan yer.
Daha onceden Sorunlu Ogrenci Profili #1’de bahsetmistim, ogrencilerim icinde beyazi, siyahi, hispanigi, orta dogulusu, susu busu, her seyi var. Arada notlarindan memnun olmayan cidden kotu ogrencilerin beni “irkci” olmakla sucladiklarini ve bundan nasil rahatsiz oldugumu da yazmistim. Yani ben -en azindan tip olarak- beyaz olabilirim ama Amerika’da bir azinligim, gocmenim, kokeni disaridayim, oy verme hakkim bile yok. Bulundugum pozisyondan irk ayirimi yapmam cok zor. Yetistigim yer ve ortam sebebiyle Amerikanin irksal azinliklarina karsi bir negatif his beslemem de pek mumkun degil, o negatif his ve fikirleri icsellestirecek bir ortamda buyumedim zira. Bu ogrenciler ne dusunurse dusunsun, ben irkcilik denen seye karsiyim. Irkcilik adina yapilan seyler tuylerimi urpertiyor. Saskinliga ugruyorum. “Nasil boyle bir sey yapmayi/soylemeyi dusunebilirler?” diyorum. Irkcilik kokan olaylar oldugu zaman bir miktar afalliyorum.
Son birkac gundur de bu afallama hallerindeyim, aklina geldikce “??????” diye kalakaliyorum, mavi ekran durumlari oluyor. Bu durumlarima sebep ise UCSD kampusunde olanlar hakkinda okuduklarim. UCSD dediginiz San Diego denen guzel sehrin biraz kuzeyindeki La Jolla denen cok guzel ve biraz da concon sehirde konuslanmis bir kampuse sahip iyi bir devlet universitesi. Ogrencileri oyle yilda 50bin dolar odeyen zengin bebeleri degil yani. Subat ayinin ikinci yarisinda ard arda sacma sapan irkci olaylar ve bunlarin hedefi olan siyah ogrencilerin protestolarina sahne oldu kampus.
Ilk olayda bir ogrenci grubu “Compton Cookout” diye bir parti duzenlemisler. Partidir, eglencedir, oh ne guzel. Lakin partinin temasi, davetiyesi, tarifi buram buram irkcilik kokuyor. Subat ayi Siyah Tarihi ayi (Black History Month), Siyahlarin bu ulkedeki varligi, bu ulkenin tarihindeki yerleri gibi konularin vurgulandigi bir donem. Hatali bir tesbih olacak buyuk ihtimalle ama “Ramazan ayi” gibi dusunulebilir. Bu parti bu anma/kutlamalarla dalga geciyor, siyahlarin stereotipik hallerini vurgulayip onlarla dalga geciyor, genc siyah erkekler ve kadinlari ayri ayri yeriyor. Ustelik partiye ismini veren “Compton” (bulunduklari civarin Harlem’i ghetto’su olarak dusunmus gencler bunu) daha cok Hispaniklerin yasadigi bir yermis, o yuzden o mahalleyi asagilayarak Hispanikleri de asagilamis oluyorlar. Bu parti ve davetiyesi hakkinda cok detay yazmayacagim ama bir iki link vereyim, okuyup kendiniz gorun.
Simdi, bu olay birden gundeme dusunce, bu kadar iyi duzgun bir okulda boyle irkciliga nasil izin verilir diye saskinlik oldu. Siyahlar universite yonetiminin yeterince tepki vermedigini, bu gerzeklerin agizlarinin payini vermedigini dusunduklerinden protestolar yaptilar. Yapilanlar siyahlari rencide edecek turden (offensive) seyler, orasi tartisma goturmez ama bazilari da “first amendment”i yani dusunce ve ifade ozgurlugunu gundeme getirdiler. Ha o cocuklar satire yapiyorlarmis, dusunduklerini ifade etme ozgurlukleri varmis. Peki ifade ozgurlugu ile hakaret arasindaki cizgi nerede? Siyaseten dogru/politically correct olma nerede baslar nerede biter?
Sahsen ben bu olayi derslerimde Danimarka’daki karikatur krizinden bahsederken kullanacagim. Orada da bir grup insani inanclari uzerinden rencide edecegini bile bile onlarin kutsallari hakkinda aklindaki kucuk dusurucu seyleri soyler/cizer misin sorusu vardi. Ben bu ikilemi sinifta anlattigimda, musluman olmayan ogrenciler celiskiyi anlamakta, kisisel baglanti kurmakta zorlaniyorlar. Amerikan olduklarindan “tabii ki ifade ozgurlugu!” diyorlar. Ama bakin belli bir gecmisle baglantisi yuzunden, ve bir grubu rencide ettigi bariz oldugu icin “N-word”u kullanmiyoruz, politically correct oluyoruz, kendimizi sansurluyoruz. Ifade ozgurlugunun sinirlari olmamali mi? diyorum. Bu ornek daha guncel ve daha paralel bir ornek olacak. Cogunlugu azinlik olan ogrencilerimin Avrupa’daki musluman azinligi daha iyi anlayabilecegini saniyorum. (Disclaimer: tabii ki karikaturlerin sonrasinda gelisen siddet olaylarinin mazur gorulecek tarafi yok. Tepkilerin boyutu ayri hikaye).
Carsamba miydi neydi bu partiden haber oldugum gun, “yuh ya! yaziklar olsun!” diyerek sasirmistim. Sonra Cuma gunu baska bir haber geldi, cok ciddi tonda yazilmis bir nottu aslinda. Bir “noose”dan bahsediyordu. Ben de “noose” nedir bilmiyordum dogrusu, hemen tik tik aradaim baktim. Kelimenin anlamini ogrenince cenem dustu, agzim acik kaldi, bu sefer bir sey de diyemedim. Meger noose yagli ilmik demekmis. Yine UCSD’de, ana kutuphanedeki kitapliklardan birinin kenarindaki lambaya yagli ilmik asmislar!!?!?!?! Yagli ilmik! Mesaja bak, gozdagina bak. (Haberi, ve daha fazlasi)
Bakin ne ben ne de (dusunceme gore) bu blogu okuyanlar Amerikaniz. Amerikan tarihine dair bir seyler bilebiliriz ama o bizim tarihimiz degil. Atiyorum Istanbul’un fethi sozkonusu olunca bir seyler hissederiz, hadi o olmadi Kurtulus Savasi, ama Amerikan tarihine dair gelismeler pek de bir sey hissettirmiyordur buyuk ihtimalle. Ama bu ulkenin de tarihinde bazi kara sayfalar var. Bunlardan biri de kolelik ve Civil Rights movement’a kadar siyahlara cektirilenler. Uzun uzun bunlarin detayini yazacak degilim ama bu kara sayfalarin en kara satirlarinda “linc” yaziyor. Siyahlarin, sirf siyahlar diye yagli ilmiklere gelisleri yaziyor (Wiki’den lynching diye aratip okunabilir bazi detaylar). Dusunun, siyahsiniz ve birkac nesil oncesine kadar siyah oldugu icin senin gibi insanlari asmis insanlarla birarada yasama, onlarla bir butun olmaya calisiyorsunuz. Sonra birisi cikip orta yere bir yagli ilmik koyuyor. Ne hissederdiniz? Korkmaz miydiniz? Hayalleriniz yikilmaz miydi? Aidiyet duygularinizi sorgulamaz midyiniz? Kinlenmez miydiniz? Bu nefret ve ayrimcilik HALA bitmedi diye uzulmez miydiniz? Bunu yapan da sokaktaki cahil cuheyla herifler degil, universite ogrencileri diye daha da kederlenmez, “esit” oldugunuza ve olacaginiza dair inancinizi yitirmez miydiniz?
Bu rencide edici (ve son olayda acikca tehdit edici) eylemleri yapanlari karsima alip “Cocum senin derdin ne? Kafana darbe falan mi yedin?” demek istiyorum. Yani akli fikri olan birisi boyle islere girer mi? Bunlari yapmis olmak icin ya gecen yazimda bahsettigim gibi “suursuz” olmak lazim, ya da ciddi ciddi irkci olmak lazim. Ben siyah degilim ama asiri derecede rahatsiz oldum bu yapilanlardan, aklima geldikce cok kotu hissediyorum. Kim bilir bir de siyah olsam herhalde feci sarsilirdim.
Fazla soze hacet yok. Irkciliga dur de! demek istiyorum. Sizin ortaminizda belki siyahlar, hispanikler yoktur, ama muhtemelen “kim”ligi yuzunden onyargilara maruz kalan, asagilanan, ayrimciliga ugrayan, rencide edilen kisiler ve gruplar vardir. Bu tur tutum ve davranislar hakkinda dusunun, kendinizi onlarin yerine koyun, safinizi belirleyin ve belli edin. Ha, olur da dusunup tasinip kendinizi diger safa yerlestirirsiniz, “irkciyim, gururluyum” dersiniz, napalim, fikir ve ifade ozgurlugudur, siz bilirsiniz, ama bu blogdan da bir daha donmemecesine cektirip gidebilirsiniz. Azalarak bitin! Irkcilik, ayrimcilik da hizla azalarak bitsin.
Yazdim, yazdim, icimi dokmeye calistim ama hala da pek rahatlayamadim. Yagli ilmik ya!
Ekleme: UCSD olaylari hakkinda bir ozet de burada (Sociological Images begendigim bir blog), digerlerine bakmadiysaniz giderayak buna bakin. Bu arada bu konuda friendfeed’de konusurken gundeme geldi, Nazi irkciligi (Aryan irk takintisi). Bir insanin hangi irka mensup oldugunu nasil belirlersin ki? Nazi yonetimi sozkonusu olunca bu irk belirleme ayni zamanda kader belirleme. DC’deki Holocaust Museum’da bu is icin kullanilan objeler var. Sociological Images’da bu objelerin konu edildigi bir yazi da varmis. Bunlari da ekleyeyim dedim.